Präsens




Almanca da en çok kullanılan zamandır diyebiliriz. Günlük aktivitelerde, olaylarda ve ya planlarda sıklıkla bu zamandan yararlanırız. Sadece bilmemiz gereken fiillere hangi takıların eklendiğini bilmek. Şahıs zamirlerini çoktan bildiğinizi düşünüyorum :)

Şimdi biraz fiil çekimlerine göz atalım.
İlk önce şahıslara göre gelen eklere bakalım.

ich - e
du - st
er-sie-es   - t
wir - en
ihr - t
sie-Sie  -  en

Bu eklerimizi ezberledikten sonra hergün mutlaka en az 2 fiil ezberlemek ve bol bol cümle kurmak :)

"kommen" fiilini ele alalım.
Kommen - gelmek

Fiilimizdeki "-en-" eki mastar eki yani dilimizdeki *mek-mak ekine karşılık gelir.
Fiili çekerken yapmamız gereken bu eki atarak şahıs eklerini fiilimizin sonuna getirmek.

Ich komm-e
du komm-st
er,sie,es komm-t
wir komm-en
ihr komm-t
sie,Sie komm-en

Başka bir fiile bakalım,
spielen (oynamak)      

ich spiele
du spielst
er,sie,es spielt
wir spielen
ihr spielt
sie,Sie spielen

Wir spielen jeden Tag Fußball. (biz her gün futbol oynarız)

"machen, wohnen, leben " anlamlarını bularak tüm şahıs zamirleriyle çekiniz.

ACTUNG!
Almancada özel isimlerde dahil olmak üzere bütün isimler büyük harfle yazılır. Örneğin; masa, kalem, taş, yıldız, gün, ay, yıl, çanta, halı, şişe, banyo v.s

Eğer burada her şey anlaşıldıysa bir sonraki bölümde düzensiz fiilere göz atacağız ve bu bölümü de tamamladıktan sonra artık geniş zamanda cümleler kurmaya başlayabiliriz :)

Unregelmäßige Verben im Präsens

Unregelmäßige Verben im Präsens


Sizlerle en son geniş zamanda cümle kurmayı görmüştük. Şimdi ise geniş zamanda ama bu sefer düzensiz yani çekimlerken değişime uğrayan fiillere göz atacağız.

En çok kullandığımız fiillerden biri olan "lesen-okumak" fiiliyle başlayalım.
Düzensiz fiillerde gene aynı formülü uyguluyoruz fakat bu sefer fiilimizin kökünde değişiklikler olmakta ve bu değişiklikler sadece 2.(du) ve 3.(er,sie,es) şahıslarda olur. Gözünüz korkmasın bol cümle ve bol bol alıştırmayla zihninizde oturacaktır. Zaten mantığını bir önceki ders anlattık.

ich lese
du liest
er , sie , es liest
wir lesen
ihr lest
sie, Sie lesen

Er liest die Zeitung. (o gazete okuyor)

geben-vermek

ich gebe
du gibst
er,sie,es gibt
wir geben
ihr gebt
sie,Sie geben

fahren-

ich fahre
du fährst
er,sie,es fährt
wir fahren
ihr fahrt
sie,Sie fahren

 essen- yemek yemek

ich esse
du isst
er,sie,es isst
wir essen
ihr esst
sie,Sie essen

sprechen- konuşmak

ich spreche
du sprichst
er,sie,es spricht
wir sprechen
ihr sprecht
sie,Sie sprechen

Ich spreche Deutsch gern.

 Belli bir kuralları yoktur. Zamanla fiillerle bol bol kendi örnek cümlelerinizle ve bol kelime , fiil ezberleyerek yapısı zamanla oturacaktır.

"schlafen-laufen" fiillerinide çekerek cümleler kurunuz.

Kontakte

LEKTON 1: KONTAKTE
                                                                                  







Guten Morgen (Günaydın)                                    
Guten Abend (iyi akşamlar)
Gute Nacht (iyi geceler)
Guten Tag (iyi günler)




                                                                  
Bis später !
Aufwiedersehen! (görüşürüz)
Aufwiederhören !(görüşürüz - telefonda)
Tschüs!
B.









Wer bist du?( sen kimsin)      


*Hallo ! Ich bin Klaus. Und du?
-Ich bin Sabine.


*Wie heißt du denn?           
-Ich heiße Petra. Und wer bist du?

-sein- (olmak fiili)

Öznelere göre çekimlersek;

ich (ben) bin
du (sen) bist
er (erkek-o) ist
sie (bayan-o) ist
es (cansız-o) ist
wir (biz) sind
ihr (siz) seid
sie (çoğul onlar) sind
Sie (nezaket siz) sind

örnek verelim :)
Ich bin Alexander (ben Alexanderım.)


-heißen- (adı olmak)

ich heiße
du heißt
er-sie-es heißt
wir heißen
ihr heißt
sie-Sie heißen

Zum Beispiel (örneğin) ; Du heißt Petra. (senin adın Petra.)

ACHTUNG! Almancada nezaket anlamında ki "Sie" daime büyük yazılır ve bu şekilde ayırt edebiliriz. Görüyoruz ki üç adet "sie" bulunmaktadır.,

Şimdi öğrendiklerimizi pekiştirelim.

Übungen (Alıştırmalar)

A. Was passt zusammen?

1.Wie heißt du?                            A.Ja
2.Wer bist du denn?                     B.Ich? Ich bin Klaus.
3.Bist du Maria?                          C.Ja, Ich heiße Robert.
4.Bist du neu hier?                       D.Ich heiße Alfred.
5.Ich heiße Claudia.Und du ?      E.Nein, Ich bin Petra.
6.Spielst du Fußball?                   F.Karin.


Antwort (cevap) :

1.d.f
2.b,f
3.e
4.a
5.b.f
6.a




L'Adjectif qualificatif (Niteleme Sıfatı)

Canlı ve cansız varlıkların özelliklerini açıklamaya , onları nitelemeye yarayan sıfatlardır. Ait oldukları ismin tekil-çoğul , féminin-masculin oluşlarına göre uyum yaparlar.

A. Niteleme sıfatları , bazı fiillerle kullanılarak attribut olurlar :

1. Etre , paraître , devenir , sembler , rester , demeurer , avoir l'air , passer pour ... gibi durum bildiren fiillerle kullanılınca özneyi nitelerler.

Ayşe est jolie.

Les conditions de sécurité restent incertaines.

ıls ont l'air fatigués. (Yorgun görünüyorlar.)

ıl passe pour spécialiste dans ce domaine. (Bu alanda uzman olarak tanınır.)

2. Croire , juger , faire , estimer , rendre , trouver , nommer , laisser , appeler... gibi fiillerle gelerek nesneyi nitelerler.

Je ne l'ai pas trouvé sincère. (Onu samimi bulmadım.)

Not:

Fiillerle birlikte kullanılan sıfatlara attribut adı verilir. İsimlerle birlikte kullanılan sıfatlara épithète adı verilir.

ıl a laissé son compagnon blessé et ıl est parti.
(Arkadaşını yaralı bıraktı ve çekip gitti.)

Ton départ me rendra triste. (Gidişin beni üzecek.)

EK BİLGİLER :

1. Sıfat olmayan bazı kelimeler de attribut görevinde bulunabilirler.

Son père est le patron de cette usine.

Je n'accepterai pas que tu me forces à devenir la tienne.
(Beni , senin olmaya zorlamanı kabul etmeyeceğim.)

Mon idée est de rester à la maison.

Mon ennui est qu'ils soient partis sans moi.
(Canımı sıkan şey , bensiz gitmiş olmaları.)

2. Attribut görevindeki sıfat , fiilden sonra kullanılır. Bununla beraber , anlamı vurgulamak için cümle başına getirilebilir.

Verts sont ses yeux et avec des cheveux blonds !

B. Herhangi bir fiilin aracılığı olmadan , doğrudan doğruya isme bağlanarak épithète olurlar.

ıl a un chien mèchant.

Dis-moi où tu as mis ma cravate noire. (Siyah kravatımı nereye koyduğunu söyle bana.)

Elle me regarda avec les yeux haineux d'une femme abandonnée.
(Bana , terkedilmiş bir kadının kinli gözleriyle baktı.)

EK BİLGİLER :

1. Fiillerin participe passé'leri sıfat olarak ve épithète görevinde kullanılabilir.

C'est une maison inhabitée. ( Oturulmayan bir ev bu.)

J'aime porter les habits achetés par mon mari.
(Kocam tarafından alınmış giysileri giymekten hoşlanıyorum.)

2. Fiillerden türeyen ve adjectif verbal adı verilen kelimeler de épithète görevinde kullanılabilir.

La fillette montrant sa robe neuve regardait avec des yeux souriants.
(Yeni elbisesini gösteren küçük kız gülümseyen gözlerle bakıyordu.)


  • Bu cümledeki montrant ve souriant iyi ayırdedilmelidir.
Montrant eylem bildirir ve participe présent dır. Ait olduğu isimle uyum yapmaz.
Souriant ait olduğu ismi nitelemektedir , épithète dir. İsim ile uyum yapar. Dilbilgisinde adjectif verbal adını alır.

Şu halde , participe présent eylem bildirmekte , adjectif verbal niteleme görevi yapmaktadır. İkisini birbirinden ayırdetmek için en iyi ölçü budur.
Bazı fiillerden türeyen participe présent ve adjectif verbal yazılışlarıyla da birbirlerinden ayrılırlar.

Verbe                                  Participe présent                                     Adjectif verbal
provoquer                            provoquant                                                 provocant,e
convaincre                           convainquant                                             convaincant,e
intriguer                               intriguant                                                   intrigant,e
négliger                                négligeant                                                  négligent,e
précéder                               précédant                                                   précédent,e

Epithète görevindeki niteleme sıfatının yeri :
Renk sıfatları , sıfat olarak kullanılan participe passé'ler ve adjectif verbal'ler genellikle isimden sonra kullanılırlar.

Je vais mettre ma chemise brune. (Kahverengi gömleğimi giyeceğim.)

Un enfant bien élevé ne nuit pas aux animaux. (Terbiyeli bir çocuk hayvanlara zarar vermez.)

Ma fenêtre donne sur une rue passante. (Pencerem işlek bir sokağa bakıyor.)

b. Aşağıdaki sıfatlar genellikle isimden önce kullanılır. Kısa oluşları da buna yönelltir:
beau , bon , gros , vieux , joli , petit , mauvais ...etc.

Un gros garçon                  Un vieux livre
Une jolie fille                     Le mauvais temps

c. Bazen , sıfat önce kullanılarak ismin bilinen bir niteliği söz konusu edilir.

Les courageux Turcs n'ont pas peur de combattre.
(Cesur Türkler savaşmaktan korkmazlar.)


  • Halbuki aşağıdaki cümlede sadece cesaret gösterenlerin tebrik edildiği bildirilmektedir.
Les soldats courageux ont été félicités par le commandant.
(Cesur askerler komutan tarafından tebrik edildiler.)

d. Bazı sıfatlar isimden önce kullanılınca başka sonra kullanılınca başka anlam ifade ederler.

Un grand homme     /      Un homme grand
(Büyük adam)                  (İri yapılı adam)

Un brave garçon      /       Un garçon brave
(İyi , dürüst oğlan)           (Cesur oğlan)

Un curieux enfant   /        Un enfant curieux
(Tuhaf çocuk)                   (Meraklı çocuk)

Pauvre homme ! Sa femme et ses enfants sont morts dans un accident de voiture.
(Zavallı adam ! Karısı ve çocukları bir trafik kazasında öldü.)

Un homme pauvre. (Fakir bir adam.)

Je suis un ancien chauffeur de taxi. Actuellement , j'exploite un supermarché.
(Eskiden taksi şoförüydüm. Şimdi bir süpermarket işletiyorum.)

Notre ancien appartement était moins grand que celui-ci.
(Önceki dairemiz daha dar idi.)

Mon père a une voiture ancienne. ıl ne veut jamais la vendre.
(Babamın eski bir arabası var. Onu asla satmak istemez.)

C'est le dernier jour de mes vacances. (Tatilimin sonuncu günü bu.)

J'étais à İstanbul la semaine dernière. (Geçen hafta İstanbul'daydım.)

C'est de la fausse monnaie! ( Sahte para bu !)

J'ai fait deux problèmes faux sur cinq à l'examen de maths.
(Matematik sınavında 5 problemden ikisini yanlış yapmışım.)

ıl ne prête à personne sa chère voiture.
(Sevgili arabasını kimseye ödünç vermez.)

Je ne peux pas acheter une voiture si chère.
(Bu kadar pahalı arabayı satın alamam.)

e. Bazı sıfatlar anlamı vurgulamak amacıyla , kasden isimden önce kullanılır.

C'est un magnifique paysage! (Harikulade bir manzara bu !)

Je suis une honnête femme , Monsieur. (Ben iffetli bir kadınım , beyfendi.)

Nombreux sont les gens qui veulent devenir amis avec moi.
(Benimle dost olmak isteyen çok insan var.)

f. İki sıfat bir ismi niteliyorsa :

1. Sıfatlar anlam bakımından birbiriyle ilişkili ise , ikisi yanyana , isimden önce veya sonra kullanılabilir.

C'était un grand et gros garçon. / C'était un garçon grand et gros.

2. Sıfatlar anlam bakımından birbiriyle ilişkili değilse , birisi isimden önce diğeri sonra kullanılır.

ıl a acheté une belle chemise jaune.

g. Milliyet bildiren sıfatlar isimden sonra kullanılır.

Le gouvernement turc. La civilisation française.

Dikkat !

Sıfatları kullanırken dikkat edilecek en önemli husus , ait oldukları isim konusunda tereddüte ve anlam kargaşasına yol açmamaktır.

J'ai parcouru des prairies immenses , des montagnes neigeuses , des pentes abruptes pour te retrouver.

C. Herhangi bir fiil aracılığı olmadan , açıklayıcı olarak , apposition halinde kullanılırlar.

Confuse, elle a rougi jusqu'au blanc des yeux.

Les champions rentrèrent en avion , heureux d'avoir réussi.

Nous nous précipitames , pleins d'espoir , vers la sortie.

Not : Fransızcada sıfatlar küçük harfle başlar.

Örneklerde görüldüğü gibi , apposition halinde kullanılan niteleme sıfatları , cümlenin değişik yerlerine yerleştirilebilir. Yeter ki , sıfatın hangi isme ait olduğu konusunda tereddüt doğmasın ve anlam değişikliği meydana gelmesin.
Sıfatın , nitelediği isim ile uyum yapma gerekliliği bu riski azalmaktadır.

ACCORD DES ADJECTIFS  (Sıfatların Uyumu)

1. Sıfatlar niteledikleri isme uyarlar.

ıl a une villa   merveilleuse.
     fém. sing    épithète

De loin , les tableaux semblent plus beaux.
                  mas. pl.                            attribut

Affolées , toutes les bêtes s'enfuirent.
apposition               fém. pl.

2. Bir sıfat farklı türden bir çok ismi niteliyorsa masculin çoğul hale konulur.

Les poules et les coqs ont été aussi courageux contre le renard.
(Tilki karşısında tavuklar ve horozlar aynı derecede cesur davrandılar.)

3. Sıfat olarak kullanılan çiçek ve meyve isimleri uyum yapmaz.

Elle s'est acheté des pantoufles orange.
(Kendisine portakal renkli terlik aldı.)

ACCORD DES ADJECTIFS COMPOSES (Bileşik Sıfatların Uyumu)

1. Bileşik sıfat , iki sıfattan meydana gelmişse her ikisi de uyum yapar.

ıl prononça des paroles aigres-douces. (Tatlı sert sözler söyledi.)
                        fém. pl.       fém. pl.

2. Bileşik sıfat , değişmez bir kelime (mot invariable) ve bir sıfattan meydana gelmişse , sadece sıfat uyum yapar.

Ton cycliste favori abandonna à    l'avant-dernière  montée.
                                                      invar.               fém. sing.      fém. sing.
(Tuttuğun bisikletçi sondan bir önceki yokuşta yarışı bıraktı.)

3. Renk bildiren bileşik sıfatlar uyum yapmaz.

Elles portaient toutes , des deux-pièces bleu foncé avec des chemisettes bleu clair.
(Hepsi de açık mavi bluz ile lacivert döpiyes giyinmiş idiler.)

ADJECTIFS MASCULINS , ADJECTIFS FEMININS :

1. Genel olarak masculin sıfatları féminin hale getirmek için sona e eklenir.

petit  /  petite                     abondant  /  abondante
joli   /   jolie                       grand       /  grande

Un petit jardin  →  une petite maison.

2. Sonunda aslından e bulunan sıfatlar féminin isimlerle de aynen kullanılır.

Un garçon aimable.  →   Une fillette aimable.
Un tapis rectangulaire  →  Une chambre rectangulaire.

Un mouchoir rouge   →  Une voiture rouge

3. on , ien , el , ul , eil  ile biten sıfatları féminin yapmak için sondaki sessiz harf ikileşir ve e eklenir.

bon / bonne
nul  / nulle
ancien  / ancienne
pareil  / pareille
cruel  / cruelle

4. et ile biten sıfatları féminin yapmak için sondaki sessiz harf ikileşir ve e eklenir.

coquet / coquette
muet    / muette

İstisnalar : 
complet / complète
inquiet   / inquiète
désuet   / désuète
discret   / discrète

5. ot ile biten sıfatları féminin yapmak için sona e eklenir.

idiot  /  idiote
manchot  /  manchote

İstisnalar : 
sot  / sotte          pâlot  /  pâlotte           vieillot  / vieillotte

6. s ile biten sıfatları féminin yapmak için sona e eklenir.

gris  / grise        précis  /  précise

İstisnalar : 
bas  / basse          gros   /  grosse        frais  / fraîche

7. x ile biten sıfatları féminin yapmak için x yerine s getirilir ve sona e eklenir.

heureux  /  heureuse                           nerveux  /  nerveuse

İstisnalar : 
doux  / douce             faux  /  fausse                   roux  /  rousse


8. er ile biten sıfatları féminin yapmak için er yerine ère getirilir.

léger  /  legère            premier  / première                  laitier  / laitière

9. f ile biten sıfatları féminin yapmak için f yerine v getirilir , sona e konur.

neuf  /  neuve              veuf  / veuve

10. c ile biten sıfatları féminin yapmak için c yerine che getirilir.

franc  /  franche           blanc  /  blanche

11. beau , nouveau , fou , mou , vieux sıfatlarının féminin şekli belle , nouvelle , folle , molle , vieille dir.

Sesli harf veya (h muet) ile başlayan masculin tekil isimlerin önünde ise bel , nouvel , fol , mol , vieil olurlar.

Un bel homme.             Un nouvel appartement.         un fol amour.
Un mol oreiller.              Un vieil ami.


LE PLURIEL DES ADJECTIFS (Sıfatların Çoğulluğu)

1. Genel olarak sıfatların çoğul yapmak için sona s eklenir. 

grand  /  grands               rouge  /  rouges.

2. s ve x ile biten sıfatlar masculin çoğul olarak aynen kullanılır..

Un homme gros  /  Des hommes gros
Un souvenir doux  / Des souvenirs doux

3. al ile biten sıfatları çoğul yapmak için sona al yerine aux getirilir.

Le palais royal  /  Les palais royaux

İstisnalar : 

banal  /  banals
glacial  / glacials
fatal  /  fatals
natal  /  natals
final  /  finals
naval  /  navals


Les Articles

Les Articles :


İsimlerden önce gelen ve onları belirlemeye yarayan sözcüklerdir. Dört çeşittir:

A. Articles indéfinis : (un , une , des)

Sadece söyleyen kişi tarafından tanınan , daha önce söz konusu olmamış isimlerle kullanılır.

J'ai acheté une robe bleue.
Des oiseaux chantent.

B. Articles définis : (le , la , les)

1. Hem söyleyen , hem kendisine söylenilen kişi tarafından tanınan , daha önce söz konusu olmuş veya cümledeki diğer öğelerin belirli hale getirdiği isimlerle kullanılır.

Le soleil brille toute l'année dans les pays équatoriaux.
(Ekvator ülkeleri büyün yıl güneşlidir.)

J'ai acheté la robe bleue que je t'avais montrée hier dans la vitrine d'un magasin.
(Sana dün bir mağazanın vitrininde gösterdiğim mavi elbiseyi satın aldım.)

Prenez la route qui passe par la plaine ; vous arriverez beaucoup plus vite.
(Ovadan geçen yoldan gidiniz ; çok daha çabuk varacaksınız.)

Le stylo de M. Dubois est rouge.

2. Cümlede bir türü temsil eden isimlerle kullanılır.

La femme est plus affectueuse que l'homme.
(Kadın erkekten daha duyguludur.)

La récolte sera bonne cette année.

Les vacances sont désirées par tout le monde.
(Tatil herkes tarafından arzu edilir.)

J'aime beaucoup les oiseaux.

ıl y a quatre saisons dans l'année.

C. Articles contractés :

(à+le : au)  (à+les : aux)  (de+le : du)  (de+les : des)

(à , de) edatlarıyla article défini olan (le , les) nin birleşmesinden meydana gelirler.

Je vais au stade.
ıl vit aux Antilles.

Nous venons du cinéma.
Le chant des aoiseaux est agréable.

Not:
Sesli harf veya h muet ile başlayan isimlerle gelen article défini le , la nın sesli harfi düşer.
(l'arbre , l'oreille , l'hôtel... gibi.)

D. Articles partitifs :  (du , de la , des)

Miktar bildiren cümlelerde kullanılır.

J'ai mangé du bifteck avec des frites.

Des jeunes font de la musique sur les places pour gagner de l'argent.

ıl y a de l'eau dans la carafe.

Achète du pain et du fromage pour les sandwiches!

Dikkat !

1. Articles contractés dolaylı geçişli (transitif indirect) fiillerle kullanıldığı halde articles partitifs düz geçişli (transitif direct) fiillerle kullanılır.

Parlons du dernier match. ( art. contracté)
                              (parler de quelque chose)

J'ai acheté de la laine pour le matelas de mon fils. (art. partitif)
                                               (acheter quelque chose)

2. Olumsuz bir fiilden sonra gelen articles indéfinis (un , une , des) ve articles partitifs (du , de la , des) de haline dönüşür.

ıl y a des crayon dans cette boîte. (art. indéfini)

ıl n'y a pas de crayons.

On ne voit plus de mouches après la désinfection.
(İlaçlamadan sonra , artık sinek görülmüyor.)

J'ai pris du thé avec des croissants.  (art. partitif)

Je n'ai pas pris de thé.

Not :
Bir cümlede ne ......... plus kalıbı kullanılırsa " artık " anlamıyla birlikte olumsuzluk elde edilir.

a. Être fiili ile :

Ce n'est pas du lait. (Bu süt değil.)

Un camarade n'est pas toujours un confident.
(Bir arkadaş her zaman sırdaş demek değildir.)

b. Bir karşılaştırma , sayı ifadesi veya zıtlık söz konusu ise :

300 F , cette cravate! Vous n'avez pas une cravate moins chère ?
(Bu kravat 300 frank mı ? Daha ucuz bir kravatınız yok mu ?)

Je n'ai pas des voitures. J'ai une seule voiture.
(Arabalarım yok. Bir tek arabam var.)

je n'ai pas un pardessus , mais j'ai un anorak.
( Pardösüm yok ama montum var.)

N'achète pas du pain , mais des biscottes.
(Ekmek satın alma ama peksimet satın al.)

c. Tümleç bir yan cümle , sıfat veya article tarafından belirlenmiş ise :

Non , non. Je ne veux pas une secrétaire qui écoute mes communications téléphoniques.

Je n'ai pas une bonne voiture.

Tu ne veux pas de la salade. (Belirli bir salata kastediliyor.)


  • Olumsuz fiilden sonra mutlaka de kullanılacak zannedilmemelidir. Kuralımız açıktır.
Aşağıdaki örneklerde article contracté bulunduğu için değişme söz konusu değildir.

Je n'ai pas besoin de la voiture maintenant. (avoir besoin de)

Elle ne s'occupe pas des enfants comme il faut. (s'occuper de.)

Ton père n'est pas satisfait des résultats.(être satisfait, e de.)

3. Beaucoup , assez , plus... gibi azlık çokluk zarflarıyla kullanılan isimler article'siz olarak ve de ile bağlanırlar.
Sayılabilir cinsten iseler çoğul kullanılırlar.

Tu as mangé beaucoup de gâteaux.

Je n'ai pas assez d'argent pour acheter ça.

ıl a peu d'amis.

Dans ton thé , tu mets plus de sucre que moi.

4. Çoğul sıfat isimden önce kullanılmış ise , baştaki des , de haline dönüşür.

Ce sont de petits problèmes.

Ces clous sont trop petits. Donnez-moi d'autres clous plus grands.

J'ai passé de belles vacances à Alanya.

J'ai de graves ennuis. (J'ai des ennuis graves.)


  • Bununla beraber / petit,e,s / grand,e,s / bon,ne,s / sıfatlarıyla bu kuralın uygulanmağı görülmektedir.
Ma grand'mère avait souvent des petits ennuis de santé.

Oh! Tokio , c'est des grands immeubles.

Viens avec moi ! On va manger des bonnes choses.

5. Haftanın günleri article'siz kullanılır.

Je serai absent à Bursa de lundi à vendredi.
On ira pique-niquer dimanche.
Je vais rester à Ankara jusqu'à jeudi.


  • Haftanın günleri ile birlikte kullanılan article défini le , her anlamını verir.
Je fais de la course le dimanche. (Chaque dimanche = tous les dimanches.)
(Her pazar koşu yaparım.)

Je ne peux travailler avec cette classe que le mercredi après-midi.
(Bu sınıfla sadece çarşamba öğleden sonraları çalışabilirim.)

6. de edatından sonra gelen articles partitifs ve articles indéfinis'ler düşer.

J'ai couvert de nylon tous mes livres. (du nylon)      

Je n'ai pas besoin de pain aujourd'hui. (du pain)

Le bois est entouré de haies. (des haies)

Mon jardin est plein d'arbres. (des arbres.)

7. Aşağıdaki ifade tarzlarında article kullanılmadığı görülür.

a. Apposition : Bir ismi niteleyici kelime veya kelime grubunun virgül yardımıyla o isme eklenmesiyle yapılır.

M. MAZET , père de neuf enfants , est obligé de travailler plus que moi.
(Dokuz çocuk babası olan M.MAZET benden daha fazla çalışmak zorunda.)

Not:
Bir cümlede ne.......que kalıbı kullanılırsa " ancak , sadece " anlamı elde edilir.

b. Enumération:

Aynı mahiyetteki kelimelerin arka arkaya sıralanmasıdır.

Les principaux fruits de l'été sont: pomme , pêche , abricot , prune , poire... etc.

Ce n'est pas seulement les universitaires , mais aussi banquiers , hommes d'affaires , politiciens , scientifiques , journalistes jugent nécessaire l'apprentissage des langues étrangères.

c. Taşıt isimleriyle :

J'aime mieux voyager en train.
ıl est parti à cheval.

d. Féminin ülkelerden veya masculin olup da sesli harfle başlayan ülkelerden çıkış bildiren cümlelerde , bu ülke isimleri article almaz.

Je viens de France. ıl vient d'iran.


  • Masculin ülke isimlerinin article'i aynen kullanılır.
Je viens du Brésil.

e. Makale , kitap ve konu başlıklarında , dikkat çekmek maksadıyla article kullanılmayabilir.

Terreur dans la capitale !
Utilités des produits laitiers.
Dialogue difficile entre le patronat et les syndicats.
Traitement de choc contre l'inflation.

f. Meslek isimleriyle :

Je suis ingénieur.
Mon père est architecte.


  • Meslek ismi sıfat , yan cümle vb. ile belirlenmişse article kullanılır.
Ce sont des ouvriers qualifiés.
Je suis l'ingénieur en chef d'une société de construction.
C'est un journaliste qui a de l'avenir.

g. Türkçedeki belirtisiz ve takısız tamlama karşılıklarında :

Une usine de voitures.
Un livre de grammaire.
Une table de jardin.
Un bateau à voiles.
Un stylo à bille.
Un verre à eau.
Un rideau de fer.
Un bracelet en or.
Une montre de précision.

h. Adreslerde :

J'habite 13 , rue Karanfil.

Le défilé a commencé avenue Atatürk , et pris fin avenue İstiklal. Des discours ont été prononcés place Taksim.

ı. Bazı ada isimleri article'siz kullanılırlar :

Chypre , Madagascar , Cuba , Malte , Tahiti , Havaï.
ıl y a deux populations ethniques à Chypre.
Certains pays importent du sucre de Cuba.

j. Sayılar , adj. poss. ve adj. démonstratif'ler aritcle yerine geçerek kullanılırlar.

J'ai acheté trois chaussettes pour toi.
Ma maison a deux étages.
Cette voiture me plaît beaucoup.

k. Soyut isimler edatla birlikte article'siz kullanılır.

avec impatience : Sabırsızlıkla.

à dessein : Kasten , bile bile.

par étourderie : Dalgınlıkla.

ıl frémit de peur : Korkudan titriyor.




Les Déterminants (Belirleyiciler)

İsmin belirleyicilerine verilen genel addır. İsimden önce kullanılır. Tür ve çoğulluk bakımından ona uyarlar. Niteleme sıfatları dışındaki bütün sıfatlar ve bütün articles'ler bu ad ile anılırlar.

Les enfants dorment.
Nos amis sont partis.
J'ai trois cravates.
Quelle est votre idée?

A. Adjectifs possessifs (Mülkiyet Sıfatları)

a. Mon , Ton , Son hem sahip olan hem sahip olunan tekil ise , masculin isimlerle kullanılır.

J'ai perdu mon livre.

b. Ma , Ta , Sa hem sahip olan hem sahip olunan tekil ise , féminin isimlerle kullanılır.

Ma voiture est tombée en panne.

c. Mes , Tes , Ses sahip olan tekil , sahip olunan çoğul ise kullanılır.

Ses cheveux sont frisés.

d. Notre , Votre , Leur sahip olan çoğul , sahip olunan tekil ise kullanılır.

Notre maison a brûlé.

Les BAYRAKTAR ont marié leur fille unique. (BAYRAKTAR'LAR biricik kızlarını evlendirdiler.)

e. Nos , Vos , Leurs hem sahip olan , hem sahip olunan çoğul ise kullanılır.

ıls sont entrés sans elever leurs bottes.


  • Nezaket cümlelerinde tek kişiye hitap ederken Tes yerine Vos kullanılır.
Vos chaussures sont prêtes , Mademoiselle.

Vos dents méritent les soins autant que votre visage et vos cheveux.
(Dişleriniz , yüzünüz ve saçlarınız kadar bakıma layıktır.)

EK BİLGİLER :

1. Mülkiyet sıfatlarında tür ayrımı sadece tekillik durumunda söz konusudur.

Ton crayon. Ta gomme.

2. Mülkiyet sıfatı birlikte kullanıldığı ismin article' inin yerine geçer.

Le père Mon père
La cravate Ma cravate
J'ai perdu mes bagages.


  • Mülkiyet sıfatı sahip olanın cinsiyetine göre değil , belirlediği ismin türüne göre kullanılır.
Sa sœur veut avoir un vélo.
Mon oncle a vendu sa maison.

3. Vücut organlarında olduğu gibi , mülkiyetin kesin olduğu durumlarda , article défini kullanmak yeterlidir.

Je me lave les mains.
ıl a mal au ventre.
Elle a fermé les yeux.

4. Sahip olanın çoğul olduğu durumlarda , her biri sahip olunandan bir tanesine sahipse , nos, vos , leur yerine notre , votre , leur kullanmak tercih edilir.

Nous avons déposé notre manteau au vestiaire.
Chers auditeurs , merci de votre attention. Au revoir.
ıls ont enlevé leur chapeau.
ıls sont venus avec leur femme.

5. Bir sesli harf veya h muet ile başlayan féminin tekil isimlerin başında , ulamayı sağlamak için ma , ta , sa yerine mon , ton , son kullanılır.

Une école Mon école est loin.
Une amie Ton amie est gentille.
Une adresse →Quelle est son adresse?
Une habitation  Son habitation est excellente.

B. Adjectifs démonstratifs (İşaret Sıfatları)

1. Ce : Masculin tekil isimlerin başında kullanılır.

Ce livre est à moi. (Bu kitap benim)


  • Sesli harf veya h muet ile başlayan masculin tekil isimlerin başında cet haline dönüşür.
Cet enfant est très sage. (Bu çocuk çok uslu)
Cet arbre a été planté par mon grand-père. (Bu ağaç dedem tarafından dikilmiş)
Je ne veux plus loger dans cet hôtel. (Artık bu otelde kalmak istemiyorum)

2. Cette : Féminin tekil isimlerin başında kullanılır.

Cette maison est jolie. (Bu ev güzel)
Cette jeune fille me plaît beaucoup. (Bu genç kız çok hoşuma gidiyor)

J'aime beaucoup cette école avec ces arbres autour de sa cour.
(Avlusunun etrafındaki şu ağaçlarla bu okulu çok seviyorum)

3. Ces : Çoğul isimlerin başında kullanılır.

Ces livres sont à moi (Bu kitaplar benim)
Ces maisons sont jolies.
Ces enfants sont mes cousins

EK BİLGİLER :
Fransız dilinde , Türkçe'de olduğu gibi , yakınındakini , uzaktakini , daha uzaktakini göstermeye yarayan , ayrı ayrı işaret sıfatı yoktur. Bu boşluğu kısmen doldurmak için , işaret sıfatı ile kullanılan ismin sonuna yakın için -ci , uzak için -là eklenir.

J'ai fini de lire ce livre-ci. Je lirai ce roman-là dimanche prochain.
(Bu kitabı okumayı bitirdim. O romanı gelecek pazar okuyacağım.)

Arrose aussi ces fleurs-là ! (O çiçekleri de sula !)

Cette voiture-là ne m'a pas plu. J'achèterais plutôt cette Renault.
(O araba hoşuma gitmedi. Şu Renault'yu alacak gibiyim.)

Je ne veux plus porter cette chemise-ci.
(Artık bu gömleği giymek istemiyorum)

C. Adjectifs indéfinis : (Belgisiz Sıfatlar)

Birlikte kullanıldıkları isme , nitelik ve nicelik yönünden belirsizlik katarlar. Bazıları , hem masculin hem féminin isimlerle değişmeden kullanılır.

1. Sadece tekil olarak kullanılabilenler :

aucun (e) , nul (le) , chaque , pas un (e) , quelconque.

Cette enquête n'a donné aucun résultat.
(Bu anket hiç bir sonuç vermedi)

Les enfants peuvent se baigner dans cette partie de la piscine parce qu'il n'y a aucun danger. (Çocuklar havuzun bu bölümünde yüzebilirler zira hiçbir tehlike yok.)

ıl n'y a aucune fleur chez lui. (Evinde hiç bir çiçek yok)
Je n'en ai nul besoin. (Ona hiç ihtiyacım yok)

Je ne l'ai rencontré nulle part depuis 3 ans.
(Üç yıldan beri onunla hiçbir yerde karşılaşmadım)

Le maître corrige chaque devoir un à un.
(Öğretmen her ödevi bir bir düzeltiyor)

À İzmir , chaque quartier a son charme particulier.
(İzmir'de her mahallenin kendine özgü çekiciliği var.)

ıl gronde son fils pour une raison quelconque.
(Herhangi bir sebeple oğlunu azarlar.)

Le clochard allait s'allonger chaque soir sous un pont quelconque.
(Ayyaş dilenci her akşam bir köprünün altına uzanmaya giderdi.)

2. Sadece çoğul olarak kullanılabilenler.

divers (es) , plusieurs , maints (es).

Ce mot a diverses significations.
(Bu kelimenin çeşitli anlamları vardır.)

ıl a écrit plusieurs romans historiques.
(Birçok tarihi roman yazdı.)

J'ai consulté plusieurs documents avant de rédiger ma thèse.
(Tezimi kaleme almadan önce birçok belgeye başvurdum.)

Je te l'ai dit maintes fois.
(Sana bunu birçok defa söyledim.)

3. Hem tekil hem çoğul olarak kullanılabilenler.
différents (es) , certain,e , quelque , tel , même ...etc.

Je l'ai entendu de différentes personnes.
(Bunu çeşitli kişilerden duydum.)

Un certain nombre de soldats son morts dans l'accident.
(Kazada bir miktar asker öldü.)

Une certaine femme est venue vous voir.
(Bir kadın sizi görmeye geldi.)

Un homme d'un certain âge.
(Orta yaşta bir adam)

Un homme d'un âge certain.
(Yaşlı bir adam)

Certaines élèves sont arrivées en retard à cause des embouteillages.
(Bazı kız öğrenciler trafik sıkışıklığı sebebiyle geç kaldılar.)

La peine de mort a été supprimée dans certains pays.
(Bazı ülkelerde ölüm cezası kaldırıldı.)

Cette précaution nous dispensera des ennuis certains.
(Bu önlem bizleri ciddi sıkıntılardan kurtaracak.)

quelque:

ıl est donc mort ? ıl était malade depuis quelque temps.
(Demek öldü mü ? Bir müddetten beri hastaydı.)

L'année dernière , on a vu quelques films intéressants.
(Geçen yıl bir kaç ilgi çekici film gördük.)

Je voudrais vous demander quelque chose.
(Size bir şey sormak istiyorum.)

Dans sa classe , il y a quelque trente élèves.
(Sınıfında otuz kadar öğrenci var.)

J'avais encore mille et quelques francs dans ma poche.
(Cebimde bin küsür frank daha vardı.)


  • Nitelediği isim bir sıfat veya yan cümleyle belirlenmemişse article ile kullanılır.
Les quelques années que j'ai passées aux Etats-Unis m'ont ouvert de nouveaux horizons.
(Amerika'da geçirdiğim birkaç yıl bana yeni ufuklar açtı.)

J'ai perdu tout cet après-midi pour les quelques achats que j'ai faits.
(Yaptığım birkaç alışveriş yüzünden bütün bu öğleden sonrayı kaybettim.)

Sachez que ces quelques conseils vous serviront beaucoup.
(Bu birkaç öğütün çok işinize yarayacağını biliniz.)

n'importe quel,le :

Achetez - moi un stylo de cette marque , de n'importe quelle couleur!
(Bana , hangi renkten olursa olsun , bu marka bir dolmakalem alınız.)

ıl lit n'importe quels livres
(Eline geçen her kitabı okur.)

Les lois turques interdisent d'introduire , de traiter ou de consommer n'importe quel genre de stupéfiants dans le pays.
(Türk yasaları her türlü  uyuşturcunun ülkeye sokulmasını , işlenmesini ve kullanılmasını yasaklamaktadır.)

tel , le : 

Je n'ais jamais eu une telle peur.
(Hiç böyle korkmamıştım.)

Tel père tel fil. (Böyle babanın böyle oğlu olur)
Telle  mère , telle fille. (Böyle ananın böyle kızı olur.)

Tu ne peux pas me faire reculer avec de telles accusations.
(Beni böyle suçlamalarla yıldıramazsın.)

ıl laisse sa chambre telle quelle. ıl ne la range pas.
(Odasını olduğu gibi bırakır. Düzenlemez.)

-Veux-tu que je réchauffe le potage?
-Non. Je peux le manger tel quel.

même :

ıl a acheté la même chemise que moi.
(Benimle aynı gömleği satın aldı.)

Beaucoup de femmes font les mêmes métiers que les hommes.
(Birçok kadın erkeklerle aynı mesleği yapar.)

l'enquêter pose les mêmes questions à tous.
(Anketçi herkese aynı soruları sorar.)

Tu es la beauté même !
(Sen güzelliğin ta kendisisin!)

Mon père était la bonté , la gentillesse mêmes.
(Babam demek , iyilik , nezaket demekti.)

autre :

Je t'y emmènerai un autre jour.
(Seni oraya başka bir gün götüreceğim.)

Je crois à l'autre monde.
(Öbür dünyaya inanırım)

ıl est plus consciencieux que les autres élèves.
(Diğer öğrencilerden daha bilinçlidir.)

Non, non , pas celle-ci. Mettez plutôt l'autre cravate avec ce costume!
(Hayır , hayır , bunu değil. Bu takımla diğer kravatı taksanız daha iyi olur.)

Avez- vous d'autres modèles à me proposer?
(Bana önereceğiniz başka modeller var mı?)



 tout , toute (m.pl. tous) (f.pl. toutes)

Tout le travail a été fait par Georges.
(Bütün iş Georges tarafından yapıldı.)

J'ai travaillé toute la nuit.
(Bütün gece çalıştım.)

ıl a vendu tous les livres qu'il tenait de son père.
(Babasından kalan bütün kitapları sattı.)

Mon fils vient me rendre visite toutes les semaines.
(Oğlum her hafta beni ziyarete gelir.)

Dikkat!
1. Adjectif indéfini quelconque C1 de açıklandı. Adjectif qualificatif quelconque önemsiz , alelade anlamını verir.

Je ne suis pas un homme quelconque.
Son dernier roman est quelconque.

2. Chose , adjectif indéfini autre ile birlikte article almaz.

J'ai autre chose à faire (Yapacak başka işim var.)
Parlons d'autre chose ! (Başka şeyden bahsedelim !)

3. tout , toute , tous , toutes article'siz isimle kullanılınca her anlamını verirler :

Tout homme est mortel. ( Her insan ölümlüdür.)

Dans cette station-service , on offre un verre à eau pour tout achat d'essence de 50 TL.
( Bu benzin istasyonunda her 50 liralık benzin alımında bir su bardağı hediye edilmektedir.)

Tu mens à tout instant. ( Sık sık yalan söylüyorsun.)

Un cadeau sera mis gratuitement à tout acheteur.
(Her alıcıya bedava bir hediye verilecektir.)

ıl pleuvait des balles de tous côtés.
(Her taraftan mermiler yağıyordu.)

J'ai cessé toutes relations avec lui.
(Onunla her türlü ilişkiyi kestim.)

Elle avait tous pouvoirs sur son mari.
(Kocası üzerinde çok etkiliydi.)

4. tous sıfat görevinde " tu " okunur , bütün anlamını verir. Zamir görevinde " tus " okunur , herkes anlamını verir.

J'ai fini tous mes devoir. (Bütün ödevlerimi bitirdim.)
           (adj.)

Tous sont arrivés sauf le chef. (Başkan hariç herkes geldi.)
(pron.)

Nous tous , nous te soutiendrons. (Hepimiz seni destekleyeceğiz.)
(pron.)

5. Tout özel isimlerle uyum yapılmaz.

J'ai lu tout Madame Sévigné.
(Mme Sévigné'nin bütün kitaplarını okudum.)

Tout Ankara est content de la construction d'un métro.
(Metro inşaatından bütün Ankara halkı memnundur.)

La fumée de l'incendie était visible de tout Zonguldak.
(Yangının dumanı bütün Zonguldaktan görülüyordu.)

D. Adjectifs numéraux : (Sayı sıfatları)

a. Adjectifs numéraux cardinaux : (Asıl sayı sıfatları)

1. Birlikte bulundukları ismin kaç tane olduğunu bildirmeye yararlar.

Quatre élèves. Trois livres. Un crayon.

2. Un ve Une hariç , belirledikleri ismin türüne göre değişikliğe uğramazlar.

ıl a deux enfants : un fils et une fille.
J'ai vingt et une cravates.
ıl est treize heures une. (Saat on üçü bir geçiyor.)
Les mille et une nuits.

3. Onluklara "un" eklenirken "et" bağlacı kullanılır:
Vingt et un. trente et un. cinquante et un.

Dikkat ! 
- (quatre-vingt-un) , (cent un) , (mille un) bu kuralda istisnalardır.
- Et bağlacındaki "t" ile hiç bir yerde ulama yapılmaz.

4. Vingt et cent çoğul kullanımlarda ve arkadan başka sayı gelmezse s alırlar. Tarihlerde hiç değişmezler.

quatre-vingts / quatre-vingt-cinq
six cents / six cent deux
Mille neuf cent quatre-vingt-sept. (1987)

5. İsim ve zamir gibi kullanılabilirler.

ıl a eu un vingt en maths. (Matematikten yirmi aldı.)
Tous les quatre sont arrivés. (Dördü de geldi.)

6. İsimden sonra getirilerek sıra sayı sıfatı gibi kullanılabilirler.

Ouvrez votre livre à la page quatorze.
(Kitabınızın ondördüncü sayfasını açınız.)

7. Mille çoğul kullanılsa bile s almaz ve tarihlerde mil şeklinde yazılabilir.

Combien serons-nous en l'an deux mille ?
(2000 yılında nüfusumuz ne kadar olacak ?)

La querre de Malazgirt a eu lieu en mil soixante et onze.
(Malazgirt savaşı 1071'de oldu.)

8. Trait d'union , onluklarda ve ayrı bir sayı teşkil eden rakamlarda kullanılır.

quarante-sept.  soixante-dix.

9. Sayılar iki türlü yazılıp okunabilir.

1987 (mille neuf cent quatre-ving-sept.) veya (dix neuf cent quatre vingt-sept.)

b. Adjectifs numéraux ordinaux : (Sıra sayı sıfatları)

1. Birlikte bulundukları ismin kaçıncı olduğunu belirlemeye yararlar. Asıl sayı sıfatlarından farklı olarak , bir başka belirleyici ile birlikte bulunurlar. İsimden önce kullanılırlar.

J'ai une deuxième voiture.

On a fini la quatrième leçon.

ıls ont eu un troisième fils.

Notre dernier film a connu un succès retentissant.
(Son filmimiz tam bir başarı kazandı.)

Dikkat !

une , la , notre belirleyicileri voiture , leçon ve film'e aittirler.

2. Premier , dernier , second hariç , asıl sayı sıfatlarına "ième" eklenerek türemişlerdir.

C'est la première fois que je viens en Turquie.
(Türkiye'ye ilk kez geliyorum.)

ıls se sont querellés le dernier jour de leur voyage.
(Seyahatlerinin son gününde dövüştüler.)

Un compartiment de seconde classe.

3. Belirledikleri isime , tür ve sayı bakımından uyarlar.
Les premières feuilles commencent à pousser sur les arbres. ( Ağaçlarda ilk yapraklar sürgün veriyor.)

Ses dernières paroles ont constitué une preuve pour la police. 
(Son sözleri polis için delil teşkil etti.)

4. Vingt et cent sıra sayı olarak kullanılınca değişmezdir.
Page 80 (page quatre-vingt)

Page 200 (page deux cent)

E. Adjectifs exclamatifs et interrogatifs: (Ünlem ve Soru Sıfatları)

-Quel , quelle , quels , quelles belirledikleri isme tür ve sayı bakımından uyarlar. Ünlem ya da soru bildirdikleri , konuşma dilinde ses tonundan , yazı dilinde ise cümle sonundaki işaretten anlaşılır.

Quelle erreur ! (Ne büyük yanlış !)

Quelle erreur ? (Hangi yanlış ?)


  • Bazen de cümlenin anlamı bu durumu belirlemeye yeter.
Quel joli jardin ! (Ne güzel bahçe !)

Quelle est la plus belle des fleurs ? ( Çiçeklerin en güzeli hangisidir ?)

Quel est ton objectif ? (Amacın ne ?)

Quel bonheur de te rencontrer ! (Seninle karşılaşmak ne mutluluk !)

Quel grand commandant ! (Ne büyük komutan !)

Quelle aventure dangereuse ! (Ne kadar tehlikeli macera !)

Je ne sais pas avec quels ciseaux je dois travailler.
(Hangi makasla çalışmam gerektiğini bilmiyorum.)

Quels livres as-tu lus cette semaine ?
(Bu hafta hangi kitapları okdudun ?)

-Quelle est la date d'aujourd'hui ? (Bu gün ayın kaçı ?)
-C'est le .......................

-Quel jour sommes-nous aujourd'hui ? (Bu gün günlerden ne ?)
-Nous sommes mardi.

-Allons au cinéma !
-Pour voir quel film ?

-Quelle heure est-il ? (Saat kaç ?)
-ıl est six heures moins le quart. (Altıya çeyrek var.)

Quelle sorte d'esprit règne à ton lycée ? (Lisende hangi  görüş ağır basıyor ?)

-Je voudrais acheter cette robe en bleue.
-Oui. En quelle taille ?
-En 38 , s'il vous plaît.

-Je voudrais ces chaussures à 250 francs. (Şu 250 F. lık ayakkabıları istiyorum.)

-Quelle pointure faites-vous? (Kaç numara ayakkabı giyiyorsunuz ?)

-Je chausse du 39. (39 numara giyiyorum.)

Quelle que soit ta proposition , il ne l'accepterait pas.
(Teklifin ne olursa olsun , o bunu kabul etmezdi.)

Quels que soient les motifs , je désapprouve votre conduite.
(Sebepler ne olursa olsun , davranışınızı kınıyorum.)

"Quel bon vent vous amène ici ?" (Sizi buraya hangi rüzgar attı ?)


  • Soru sıfatlarını cümledeki fiille göre , edatla birlikte kullanmak gerekebilir.
Tu vas voter pour quelle liste ? (Hangi liste için oy kullanacaksın ?)

Dans quelle région souhaitez-vous passer vos vacances?
(passer ses vacances dans...)
(Tatilinizi hangi bölgede geçirmek istersiniz ?)

De quel livre est tiré ce passage ? (être tiré , e de)
(Bu metin hangi kitaptan alınmıştır ?)

À quel cours de français est-ce que vous voulez vous inscrire ? (s'inscrire à un cours.)
(Hangi Fransızca kuruna kaydolmak istersiniz ?)

Par quelle rue sont-ils passés ? (passer par : tarafından geçmek.)
(Hangi sokaktan geçtiler ?)

-Je cherche un appartement à louer. (Kiralık bir daire arıyorum.)

quel prix environ ? (Fiyatı ne kadar olacak ?)

-À .................. livres turques par mois.
(Aylık ................ lira.)