Les Déterminants (Belirleyiciler)

İsmin belirleyicilerine verilen genel addır. İsimden önce kullanılır. Tür ve çoğulluk bakımından ona uyarlar. Niteleme sıfatları dışındaki bütün sıfatlar ve bütün articles'ler bu ad ile anılırlar.

Les enfants dorment.
Nos amis sont partis.
J'ai trois cravates.
Quelle est votre idée?

A. Adjectifs possessifs (Mülkiyet Sıfatları)

a. Mon , Ton , Son hem sahip olan hem sahip olunan tekil ise , masculin isimlerle kullanılır.

J'ai perdu mon livre.

b. Ma , Ta , Sa hem sahip olan hem sahip olunan tekil ise , féminin isimlerle kullanılır.

Ma voiture est tombée en panne.

c. Mes , Tes , Ses sahip olan tekil , sahip olunan çoğul ise kullanılır.

Ses cheveux sont frisés.

d. Notre , Votre , Leur sahip olan çoğul , sahip olunan tekil ise kullanılır.

Notre maison a brûlé.

Les BAYRAKTAR ont marié leur fille unique. (BAYRAKTAR'LAR biricik kızlarını evlendirdiler.)

e. Nos , Vos , Leurs hem sahip olan , hem sahip olunan çoğul ise kullanılır.

ıls sont entrés sans elever leurs bottes.


  • Nezaket cümlelerinde tek kişiye hitap ederken Tes yerine Vos kullanılır.
Vos chaussures sont prêtes , Mademoiselle.

Vos dents méritent les soins autant que votre visage et vos cheveux.
(Dişleriniz , yüzünüz ve saçlarınız kadar bakıma layıktır.)

EK BİLGİLER :

1. Mülkiyet sıfatlarında tür ayrımı sadece tekillik durumunda söz konusudur.

Ton crayon. Ta gomme.

2. Mülkiyet sıfatı birlikte kullanıldığı ismin article' inin yerine geçer.

Le père Mon père
La cravate Ma cravate
J'ai perdu mes bagages.


  • Mülkiyet sıfatı sahip olanın cinsiyetine göre değil , belirlediği ismin türüne göre kullanılır.
Sa sœur veut avoir un vélo.
Mon oncle a vendu sa maison.

3. Vücut organlarında olduğu gibi , mülkiyetin kesin olduğu durumlarda , article défini kullanmak yeterlidir.

Je me lave les mains.
ıl a mal au ventre.
Elle a fermé les yeux.

4. Sahip olanın çoğul olduğu durumlarda , her biri sahip olunandan bir tanesine sahipse , nos, vos , leur yerine notre , votre , leur kullanmak tercih edilir.

Nous avons déposé notre manteau au vestiaire.
Chers auditeurs , merci de votre attention. Au revoir.
ıls ont enlevé leur chapeau.
ıls sont venus avec leur femme.

5. Bir sesli harf veya h muet ile başlayan féminin tekil isimlerin başında , ulamayı sağlamak için ma , ta , sa yerine mon , ton , son kullanılır.

Une école Mon école est loin.
Une amie Ton amie est gentille.
Une adresse →Quelle est son adresse?
Une habitation  Son habitation est excellente.

B. Adjectifs démonstratifs (İşaret Sıfatları)

1. Ce : Masculin tekil isimlerin başında kullanılır.

Ce livre est à moi. (Bu kitap benim)


  • Sesli harf veya h muet ile başlayan masculin tekil isimlerin başında cet haline dönüşür.
Cet enfant est très sage. (Bu çocuk çok uslu)
Cet arbre a été planté par mon grand-père. (Bu ağaç dedem tarafından dikilmiş)
Je ne veux plus loger dans cet hôtel. (Artık bu otelde kalmak istemiyorum)

2. Cette : Féminin tekil isimlerin başında kullanılır.

Cette maison est jolie. (Bu ev güzel)
Cette jeune fille me plaît beaucoup. (Bu genç kız çok hoşuma gidiyor)

J'aime beaucoup cette école avec ces arbres autour de sa cour.
(Avlusunun etrafındaki şu ağaçlarla bu okulu çok seviyorum)

3. Ces : Çoğul isimlerin başında kullanılır.

Ces livres sont à moi (Bu kitaplar benim)
Ces maisons sont jolies.
Ces enfants sont mes cousins

EK BİLGİLER :
Fransız dilinde , Türkçe'de olduğu gibi , yakınındakini , uzaktakini , daha uzaktakini göstermeye yarayan , ayrı ayrı işaret sıfatı yoktur. Bu boşluğu kısmen doldurmak için , işaret sıfatı ile kullanılan ismin sonuna yakın için -ci , uzak için -là eklenir.

J'ai fini de lire ce livre-ci. Je lirai ce roman-là dimanche prochain.
(Bu kitabı okumayı bitirdim. O romanı gelecek pazar okuyacağım.)

Arrose aussi ces fleurs-là ! (O çiçekleri de sula !)

Cette voiture-là ne m'a pas plu. J'achèterais plutôt cette Renault.
(O araba hoşuma gitmedi. Şu Renault'yu alacak gibiyim.)

Je ne veux plus porter cette chemise-ci.
(Artık bu gömleği giymek istemiyorum)

C. Adjectifs indéfinis : (Belgisiz Sıfatlar)

Birlikte kullanıldıkları isme , nitelik ve nicelik yönünden belirsizlik katarlar. Bazıları , hem masculin hem féminin isimlerle değişmeden kullanılır.

1. Sadece tekil olarak kullanılabilenler :

aucun (e) , nul (le) , chaque , pas un (e) , quelconque.

Cette enquête n'a donné aucun résultat.
(Bu anket hiç bir sonuç vermedi)

Les enfants peuvent se baigner dans cette partie de la piscine parce qu'il n'y a aucun danger. (Çocuklar havuzun bu bölümünde yüzebilirler zira hiçbir tehlike yok.)

ıl n'y a aucune fleur chez lui. (Evinde hiç bir çiçek yok)
Je n'en ai nul besoin. (Ona hiç ihtiyacım yok)

Je ne l'ai rencontré nulle part depuis 3 ans.
(Üç yıldan beri onunla hiçbir yerde karşılaşmadım)

Le maître corrige chaque devoir un à un.
(Öğretmen her ödevi bir bir düzeltiyor)

À İzmir , chaque quartier a son charme particulier.
(İzmir'de her mahallenin kendine özgü çekiciliği var.)

ıl gronde son fils pour une raison quelconque.
(Herhangi bir sebeple oğlunu azarlar.)

Le clochard allait s'allonger chaque soir sous un pont quelconque.
(Ayyaş dilenci her akşam bir köprünün altına uzanmaya giderdi.)

2. Sadece çoğul olarak kullanılabilenler.

divers (es) , plusieurs , maints (es).

Ce mot a diverses significations.
(Bu kelimenin çeşitli anlamları vardır.)

ıl a écrit plusieurs romans historiques.
(Birçok tarihi roman yazdı.)

J'ai consulté plusieurs documents avant de rédiger ma thèse.
(Tezimi kaleme almadan önce birçok belgeye başvurdum.)

Je te l'ai dit maintes fois.
(Sana bunu birçok defa söyledim.)

3. Hem tekil hem çoğul olarak kullanılabilenler.
différents (es) , certain,e , quelque , tel , même ...etc.

Je l'ai entendu de différentes personnes.
(Bunu çeşitli kişilerden duydum.)

Un certain nombre de soldats son morts dans l'accident.
(Kazada bir miktar asker öldü.)

Une certaine femme est venue vous voir.
(Bir kadın sizi görmeye geldi.)

Un homme d'un certain âge.
(Orta yaşta bir adam)

Un homme d'un âge certain.
(Yaşlı bir adam)

Certaines élèves sont arrivées en retard à cause des embouteillages.
(Bazı kız öğrenciler trafik sıkışıklığı sebebiyle geç kaldılar.)

La peine de mort a été supprimée dans certains pays.
(Bazı ülkelerde ölüm cezası kaldırıldı.)

Cette précaution nous dispensera des ennuis certains.
(Bu önlem bizleri ciddi sıkıntılardan kurtaracak.)

quelque:

ıl est donc mort ? ıl était malade depuis quelque temps.
(Demek öldü mü ? Bir müddetten beri hastaydı.)

L'année dernière , on a vu quelques films intéressants.
(Geçen yıl bir kaç ilgi çekici film gördük.)

Je voudrais vous demander quelque chose.
(Size bir şey sormak istiyorum.)

Dans sa classe , il y a quelque trente élèves.
(Sınıfında otuz kadar öğrenci var.)

J'avais encore mille et quelques francs dans ma poche.
(Cebimde bin küsür frank daha vardı.)


  • Nitelediği isim bir sıfat veya yan cümleyle belirlenmemişse article ile kullanılır.
Les quelques années que j'ai passées aux Etats-Unis m'ont ouvert de nouveaux horizons.
(Amerika'da geçirdiğim birkaç yıl bana yeni ufuklar açtı.)

J'ai perdu tout cet après-midi pour les quelques achats que j'ai faits.
(Yaptığım birkaç alışveriş yüzünden bütün bu öğleden sonrayı kaybettim.)

Sachez que ces quelques conseils vous serviront beaucoup.
(Bu birkaç öğütün çok işinize yarayacağını biliniz.)

n'importe quel,le :

Achetez - moi un stylo de cette marque , de n'importe quelle couleur!
(Bana , hangi renkten olursa olsun , bu marka bir dolmakalem alınız.)

ıl lit n'importe quels livres
(Eline geçen her kitabı okur.)

Les lois turques interdisent d'introduire , de traiter ou de consommer n'importe quel genre de stupéfiants dans le pays.
(Türk yasaları her türlü  uyuşturcunun ülkeye sokulmasını , işlenmesini ve kullanılmasını yasaklamaktadır.)

tel , le : 

Je n'ais jamais eu une telle peur.
(Hiç böyle korkmamıştım.)

Tel père tel fil. (Böyle babanın böyle oğlu olur)
Telle  mère , telle fille. (Böyle ananın böyle kızı olur.)

Tu ne peux pas me faire reculer avec de telles accusations.
(Beni böyle suçlamalarla yıldıramazsın.)

ıl laisse sa chambre telle quelle. ıl ne la range pas.
(Odasını olduğu gibi bırakır. Düzenlemez.)

-Veux-tu que je réchauffe le potage?
-Non. Je peux le manger tel quel.

même :

ıl a acheté la même chemise que moi.
(Benimle aynı gömleği satın aldı.)

Beaucoup de femmes font les mêmes métiers que les hommes.
(Birçok kadın erkeklerle aynı mesleği yapar.)

l'enquêter pose les mêmes questions à tous.
(Anketçi herkese aynı soruları sorar.)

Tu es la beauté même !
(Sen güzelliğin ta kendisisin!)

Mon père était la bonté , la gentillesse mêmes.
(Babam demek , iyilik , nezaket demekti.)

autre :

Je t'y emmènerai un autre jour.
(Seni oraya başka bir gün götüreceğim.)

Je crois à l'autre monde.
(Öbür dünyaya inanırım)

ıl est plus consciencieux que les autres élèves.
(Diğer öğrencilerden daha bilinçlidir.)

Non, non , pas celle-ci. Mettez plutôt l'autre cravate avec ce costume!
(Hayır , hayır , bunu değil. Bu takımla diğer kravatı taksanız daha iyi olur.)

Avez- vous d'autres modèles à me proposer?
(Bana önereceğiniz başka modeller var mı?)



 tout , toute (m.pl. tous) (f.pl. toutes)

Tout le travail a été fait par Georges.
(Bütün iş Georges tarafından yapıldı.)

J'ai travaillé toute la nuit.
(Bütün gece çalıştım.)

ıl a vendu tous les livres qu'il tenait de son père.
(Babasından kalan bütün kitapları sattı.)

Mon fils vient me rendre visite toutes les semaines.
(Oğlum her hafta beni ziyarete gelir.)

Dikkat!
1. Adjectif indéfini quelconque C1 de açıklandı. Adjectif qualificatif quelconque önemsiz , alelade anlamını verir.

Je ne suis pas un homme quelconque.
Son dernier roman est quelconque.

2. Chose , adjectif indéfini autre ile birlikte article almaz.

J'ai autre chose à faire (Yapacak başka işim var.)
Parlons d'autre chose ! (Başka şeyden bahsedelim !)

3. tout , toute , tous , toutes article'siz isimle kullanılınca her anlamını verirler :

Tout homme est mortel. ( Her insan ölümlüdür.)

Dans cette station-service , on offre un verre à eau pour tout achat d'essence de 50 TL.
( Bu benzin istasyonunda her 50 liralık benzin alımında bir su bardağı hediye edilmektedir.)

Tu mens à tout instant. ( Sık sık yalan söylüyorsun.)

Un cadeau sera mis gratuitement à tout acheteur.
(Her alıcıya bedava bir hediye verilecektir.)

ıl pleuvait des balles de tous côtés.
(Her taraftan mermiler yağıyordu.)

J'ai cessé toutes relations avec lui.
(Onunla her türlü ilişkiyi kestim.)

Elle avait tous pouvoirs sur son mari.
(Kocası üzerinde çok etkiliydi.)

4. tous sıfat görevinde " tu " okunur , bütün anlamını verir. Zamir görevinde " tus " okunur , herkes anlamını verir.

J'ai fini tous mes devoir. (Bütün ödevlerimi bitirdim.)
           (adj.)

Tous sont arrivés sauf le chef. (Başkan hariç herkes geldi.)
(pron.)

Nous tous , nous te soutiendrons. (Hepimiz seni destekleyeceğiz.)
(pron.)

5. Tout özel isimlerle uyum yapılmaz.

J'ai lu tout Madame Sévigné.
(Mme Sévigné'nin bütün kitaplarını okudum.)

Tout Ankara est content de la construction d'un métro.
(Metro inşaatından bütün Ankara halkı memnundur.)

La fumée de l'incendie était visible de tout Zonguldak.
(Yangının dumanı bütün Zonguldaktan görülüyordu.)

D. Adjectifs numéraux : (Sayı sıfatları)

a. Adjectifs numéraux cardinaux : (Asıl sayı sıfatları)

1. Birlikte bulundukları ismin kaç tane olduğunu bildirmeye yararlar.

Quatre élèves. Trois livres. Un crayon.

2. Un ve Une hariç , belirledikleri ismin türüne göre değişikliğe uğramazlar.

ıl a deux enfants : un fils et une fille.
J'ai vingt et une cravates.
ıl est treize heures une. (Saat on üçü bir geçiyor.)
Les mille et une nuits.

3. Onluklara "un" eklenirken "et" bağlacı kullanılır:
Vingt et un. trente et un. cinquante et un.

Dikkat ! 
- (quatre-vingt-un) , (cent un) , (mille un) bu kuralda istisnalardır.
- Et bağlacındaki "t" ile hiç bir yerde ulama yapılmaz.

4. Vingt et cent çoğul kullanımlarda ve arkadan başka sayı gelmezse s alırlar. Tarihlerde hiç değişmezler.

quatre-vingts / quatre-vingt-cinq
six cents / six cent deux
Mille neuf cent quatre-vingt-sept. (1987)

5. İsim ve zamir gibi kullanılabilirler.

ıl a eu un vingt en maths. (Matematikten yirmi aldı.)
Tous les quatre sont arrivés. (Dördü de geldi.)

6. İsimden sonra getirilerek sıra sayı sıfatı gibi kullanılabilirler.

Ouvrez votre livre à la page quatorze.
(Kitabınızın ondördüncü sayfasını açınız.)

7. Mille çoğul kullanılsa bile s almaz ve tarihlerde mil şeklinde yazılabilir.

Combien serons-nous en l'an deux mille ?
(2000 yılında nüfusumuz ne kadar olacak ?)

La querre de Malazgirt a eu lieu en mil soixante et onze.
(Malazgirt savaşı 1071'de oldu.)

8. Trait d'union , onluklarda ve ayrı bir sayı teşkil eden rakamlarda kullanılır.

quarante-sept.  soixante-dix.

9. Sayılar iki türlü yazılıp okunabilir.

1987 (mille neuf cent quatre-ving-sept.) veya (dix neuf cent quatre vingt-sept.)

b. Adjectifs numéraux ordinaux : (Sıra sayı sıfatları)

1. Birlikte bulundukları ismin kaçıncı olduğunu belirlemeye yararlar. Asıl sayı sıfatlarından farklı olarak , bir başka belirleyici ile birlikte bulunurlar. İsimden önce kullanılırlar.

J'ai une deuxième voiture.

On a fini la quatrième leçon.

ıls ont eu un troisième fils.

Notre dernier film a connu un succès retentissant.
(Son filmimiz tam bir başarı kazandı.)

Dikkat !

une , la , notre belirleyicileri voiture , leçon ve film'e aittirler.

2. Premier , dernier , second hariç , asıl sayı sıfatlarına "ième" eklenerek türemişlerdir.

C'est la première fois que je viens en Turquie.
(Türkiye'ye ilk kez geliyorum.)

ıls se sont querellés le dernier jour de leur voyage.
(Seyahatlerinin son gününde dövüştüler.)

Un compartiment de seconde classe.

3. Belirledikleri isime , tür ve sayı bakımından uyarlar.
Les premières feuilles commencent à pousser sur les arbres. ( Ağaçlarda ilk yapraklar sürgün veriyor.)

Ses dernières paroles ont constitué une preuve pour la police. 
(Son sözleri polis için delil teşkil etti.)

4. Vingt et cent sıra sayı olarak kullanılınca değişmezdir.
Page 80 (page quatre-vingt)

Page 200 (page deux cent)

E. Adjectifs exclamatifs et interrogatifs: (Ünlem ve Soru Sıfatları)

-Quel , quelle , quels , quelles belirledikleri isme tür ve sayı bakımından uyarlar. Ünlem ya da soru bildirdikleri , konuşma dilinde ses tonundan , yazı dilinde ise cümle sonundaki işaretten anlaşılır.

Quelle erreur ! (Ne büyük yanlış !)

Quelle erreur ? (Hangi yanlış ?)


  • Bazen de cümlenin anlamı bu durumu belirlemeye yeter.
Quel joli jardin ! (Ne güzel bahçe !)

Quelle est la plus belle des fleurs ? ( Çiçeklerin en güzeli hangisidir ?)

Quel est ton objectif ? (Amacın ne ?)

Quel bonheur de te rencontrer ! (Seninle karşılaşmak ne mutluluk !)

Quel grand commandant ! (Ne büyük komutan !)

Quelle aventure dangereuse ! (Ne kadar tehlikeli macera !)

Je ne sais pas avec quels ciseaux je dois travailler.
(Hangi makasla çalışmam gerektiğini bilmiyorum.)

Quels livres as-tu lus cette semaine ?
(Bu hafta hangi kitapları okdudun ?)

-Quelle est la date d'aujourd'hui ? (Bu gün ayın kaçı ?)
-C'est le .......................

-Quel jour sommes-nous aujourd'hui ? (Bu gün günlerden ne ?)
-Nous sommes mardi.

-Allons au cinéma !
-Pour voir quel film ?

-Quelle heure est-il ? (Saat kaç ?)
-ıl est six heures moins le quart. (Altıya çeyrek var.)

Quelle sorte d'esprit règne à ton lycée ? (Lisende hangi  görüş ağır basıyor ?)

-Je voudrais acheter cette robe en bleue.
-Oui. En quelle taille ?
-En 38 , s'il vous plaît.

-Je voudrais ces chaussures à 250 francs. (Şu 250 F. lık ayakkabıları istiyorum.)

-Quelle pointure faites-vous? (Kaç numara ayakkabı giyiyorsunuz ?)

-Je chausse du 39. (39 numara giyiyorum.)

Quelle que soit ta proposition , il ne l'accepterait pas.
(Teklifin ne olursa olsun , o bunu kabul etmezdi.)

Quels que soient les motifs , je désapprouve votre conduite.
(Sebepler ne olursa olsun , davranışınızı kınıyorum.)

"Quel bon vent vous amène ici ?" (Sizi buraya hangi rüzgar attı ?)


  • Soru sıfatlarını cümledeki fiille göre , edatla birlikte kullanmak gerekebilir.
Tu vas voter pour quelle liste ? (Hangi liste için oy kullanacaksın ?)

Dans quelle région souhaitez-vous passer vos vacances?
(passer ses vacances dans...)
(Tatilinizi hangi bölgede geçirmek istersiniz ?)

De quel livre est tiré ce passage ? (être tiré , e de)
(Bu metin hangi kitaptan alınmıştır ?)

À quel cours de français est-ce que vous voulez vous inscrire ? (s'inscrire à un cours.)
(Hangi Fransızca kuruna kaydolmak istersiniz ?)

Par quelle rue sont-ils passés ? (passer par : tarafından geçmek.)
(Hangi sokaktan geçtiler ?)

-Je cherche un appartement à louer. (Kiralık bir daire arıyorum.)

quel prix environ ? (Fiyatı ne kadar olacak ?)

-À .................. livres turques par mois.
(Aylık ................ lira.)












0 yorum:

Yorum Gönder